Insanlık son yıllarda küresel ısınma iddalarına dayalı felaket senaryoları üzerinde konuşmaktadır. Atmosferdeki karbondioksit sera gazı artışına bağlı küresel ısınmanın yeryüzündeki canlı türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı şeklinde bir iddaa pek çok bilim adamı ve ülke tarafından kullanılmaktadır.Bir paket program şeklinde olan bu haberlerde buz çağı
geliyor ya da kıyamet kapıda haberleri ile birlikte küresel ısınma haber verilmektedir.
Karbondioksitin yaşam tarihi serüvenine baktığımızda bırakın bir felakete sebep olmasına aksine bir nimet olduğu gerçeğini görebilirsiniz.Yaklaşık 4 buçuk milyar yıl önce yaşadığımız dünya ile doğan güneşin bugüne kıyasla, o zaman ki güneş şimdiki kadar ısıtan bir güneş değildi o günlerde bir battaniye gibi dünyayı donmaktan kurtaran bir karbondioksit atmosfere olduğunu görüyorsunuz.
Küresel ısınma denen şey dünya tarihinde son kez hala sen dönemi başında yani milattan önce 10.000 civarında yaşanmış, bu dönemde yaşanan son küresel ısınma buzul çağı nı bitirmiş, insanoğlu uygarlığının başlıca doğal ortam ortaya çıkmasına vesile olmuştur.İşte yeryüzündeki ilk insan olan hazreti Adem'in ayak bastığı söz konusu bu ilk çekirdek ortamının o ortaya çıktığı bu dönem, aynı zamanda dünya ikliminin kıyamete kadar bozulmayacak bir şekilde dengede kaldığı devir olmaktadır.
Profesör yada avam kamarası, kimse ne dediğini bilmeden hep aynı şeyi söylemektedir.İnsanoğlu büyük felaketlerin beklediği anlatıp duruyor.Hemen herkes neden olması gerektiğini bilmeden fosil yakıtlara dayalı enerji sistemimizin hemen değiştirilmeli ve tarım politikalarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini deyip duruyor.Yoksa Birleşmiş Milletler emrediyor, küresel ısınma yalanımı doğuyor?
Birleşmiş milletler yayınladığı raporlarda küresel ısınma yaşandığını ve bunun suçlusun insan olduğu yaygarasını öngören komisyonlar oluşturup, raporlarında küresel ısınmanın suçlusun insan olduğunu üyelerine kabul ettirmiş oluyordu.Aslında ne küresel ısınma var ne de suçlusu insan.Asıl sorun yoksulların nüfuslarının zenginler için de sorun olması oluyordu.Yani işin özü yoksul güney nüfusu, kuzey'in zenginleri için tehlike görülüyordu.Yani yıllarca zengin kuzey'in yani Avrupa'nın yoksul güney Afrika ırkını onların, kirlettiği Afrika'yı göz ardı edip ,birleşmiş milletler raporları hazırlanıp yoksul ülkelerin küresel ısınmanın getireceği felaketleri önleme şeklinde çalışmalarda bulunması gerektiğini öngörüyordu.Söz konusu raporda iklim değişikliği yoksul ülkelerin zengin ülkeler için özetle tehlike olduğunu anlatıyordu.
Işin özü büyük çoğunluğu açlık çeken insanların kendilerini en zengin ülkelere göç etme ihtimali zengin kuzey için tehlike görünüyordu.İşte hemen hemen her gün önümüze koyan küresel ısınma yalanı hem görülen bu tehlike hem de yeni tarım enerji politikalarının izlenmesi ve günümüzde de işlenmekte olan sosyal darwinizm olmaktadır.
Hatta en komik olanı ise küresel ısınmanın ikinci suçlusu ineklerin görünmesidir ineklerin yellenmesi küresel ısınmanın ikinci sebebi olarak görülmektedir.
Ineklerin yellenmesi dünya için tehlike, Amerika ve İsrail'in bomba yağdırmasını sorun görmeseler de bilim adamları ineklerin poposunda yellenme sayısı sayımı yapacaklarını batılı güçlerin yeni dünya düzeninin ve masonların attıkları bombaların sayımını yapsalar da onların engellenmesi üzerine çalışsalar dünyaya daha faydalı olurlar.
Insan eliyle yapılan küresel ısınmanın dünya nüfusunu daha yüksek vergilere alıştırmak ve daha otoriter bir yönetim geçirir getirmek için tasarlanan bir proje olduğu, ayrıca küresel ısınmanın olmadığı küresel ısınma da düşüş yaşandığı, 1998 den günümüze ozon tabakasında deliğin ufaldığı, ısıdaki yükselmenin 98 den beri sabitlendiği, çalışmalarda ortaya konulmuştur.Sürekli Amerikan filmlerinde yer alan felaket senaryoları dünyanın yok olması buzul çağı yaşanması gibi bilinçaltına işlenen olaylar küresel ısınma Bireylerin evlerin içine işlemektedir ve aslında yeni bir dünya düzeni ve sömürge toplumu oluşturulmak istenmektedir.Yani batılı güçler ve derin odaklar küresel ısınma yalanıyla hem ülkelerindeki vatandaşlarına yüksek vergiler ödetmek istemekte hemde totoriter bir rejim öngörmektedirler.
Aslında ozon tabakasınındaki deliğin periyodik larak belirli dönemlerde büyüdüğünü belirli dönemlerde küçüldüğünü biliyor muydunuz.Yorumu size bırakıyorum............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder