Dünya modası öyle bir hal aldı ki uyandığımızda bir sabah televizyon, internet veya herhangi bir yerde hiç hoşunuza gitmeyen bir giyiniş tarzı moda olmuş olabilir. Böylesine değişken bir dünya modasına sahipken hipster bizlere kendi özümüzü kavuşturuyor. Hipster eskilere dayanan bir giyiniş, tarz, günümüzde ise moda olmuş konbindir.
Hipster, eğer daha önce bu sözcüğü duyduğunuzda olumsuz bir çağrışım aldıysanız, bu yazı sonrasında fikirleriniz daha da körüklenebilir. Eğer olumlu bir etkileşim kurduysanız yine körüklenme ihtimali bulunuyor… Karmaşık mı geldi? Doğaldır; çünkü ne kadar çok bilgiye sahip olsanız da, çevrenizde bu kültürle yaşamını şekillendiren biri yoksa salt bir tarafsızlıktan (objektiflikten) bahsetme çok güç.
Emo, hippi, punk, pesimist gibi kelimelerin çıkışları ve sözlükteki ilk anlamları gayet açıklayıcıdır. Fikir edinebilirsiniz. Örneğin pesimistin Türkçe karşılığı karamsar olma durumudur. İşte bu dört örnekte olduğu gibi, birileri yaşam tarzlarını bu şekillerde değerlendirir. Pesimist bir emo olabilir mi? Niçin olmasın ki?.. Öncelik, belli başlı noktaları vurgulayabilmekte gizli…
Hipster olma durumunda vurgulananlar da var elbet. Misal zayıflık. Yani ortalama kiloda veya üstünden birisini hipster olarak tabir etmek caiz değildir. Şaka bir yana, hipster bireyler veya buna meyledenler de bir tür marjinal akım içindedir: Farklı olmak ve farklılıkla ruhlarını sunmak. Bir alt kültür olarak hipsterlik, sanatla yatıp kalkmaktır. Her sanatsever hipster değildir; ama her hipster, sanatseverdir. Takdir edersiniz ki bolca okurlar, okudukları için de büyük olasılık yakın gözlükleri vardır. Kazançlarının önemli kısmını entelektüel unsurlara harcadıkları için de ekonomik durumları pek iç açıcı düzeyde değildir. Diğer yandan, giyim kuşamlarıyla moda ikonları değillerdir; fakat ayrı bir trendin de özgün temsilcileridirler. Kapitalizm ile sosyalizm arasındadırlar mı, bilemeyiz, ama sanatsal ve sosyal duruşları ile günümüz temsilcilerinin çoğunun tüketim kültürüne yaslanması bir tür çelişki olarak yorumlanmaya da oldukça müsaittir.
Hippilikten çıkıp hipster olan birisini görürseniz, anlayın ki bu alt kültürün kronolojisini görüyorsunuzdur. Bu akım 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkmış, 1940’lardan 1990’lara ve en nihayet günümüze dek evrilmiştir. Bu evrilme, temel değerleri de etkilemiş; örneğin jazz sevdası bugün yerine pop müziği veya kimi zaman rock ya da diğer popüler kültür ürünlerine bırakmıştır.
Hipster olmak iyidir, hem de kötü. Karar sizin, ama bilin ki her hipster, aslında araştırmalara konu edinen hipsterliğin müthiş temsilcisi değildir. Bu yüzden kimin hipster olup olmadığına karar vermek çokta kolay değildir; aynı kimin güzel veya yakışıklı, kimin çirkin olduğuna karar vermek gibi. Yalnız ipuçlarından fikir edinilebilir, ki bunun da önceliği giyim kuşamdan okuma ve dinleme alışkanlıklarına, kilosundan göz sağlığına dek ufak ayrıntılarda gizlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder