Haliçteki Altınlar

Istanbul'un en meşhur şehir efsanesidir, Haliç'in altında suyun derinliklerinde tonlarca altın bulunmakta ve Bedirettin Dalan büyükşehir başkan olduğu zamanlar, halici Japonlara temizletmek istemiş, Japonlar iddaya göre paraya gerek, yok biz temizleriz fakat haliçten çıkan her şey bizim olur şeklinde bir teklif götürünce proje askıya alınmıştır.
Nedeni ise zamanında Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde bütün Bizans'ın altınlarını
Bizanslılar, Türklere yedireceğimize denize atalım daha iyi diyerek altınları halice atmış, Osmanlı'dan kaçmaya çalışan Jüstinyen'in gemisi de haliç'ten çıkmadan batırılmıştır.Bizans sarayları nın bütün hazineleri, o gemi ile denizin dibini boylamış, yine Osmanlı zamanında seferden dönen birkaç kalyonda getirdikleri ganimetleri atamadan batmışlardır Haliç'te yani iddaa odur ki haliç'in dibi altında doludur.

Ülkemize nerdeyse çok kişi yada yakınını define avcısıdır.Zengin bir medeniyet çevresi ülkemizin toprakları üzerinde uzun yıllarca geçtiğinden dolayı, pek çok yerde define aranmaktadır.Söz konusu şehir İstanbul olunca hikayeler zaman zaman gerçeğe dönüşebiliyor.Bazen bir inşaat harfiyat ın da bile define çıkabiliyor.Ancak 1997 de yapılan ihale ile hariç temizliğini Amerika n Türk ortak yapımı bir şirket almış, haliç'in altından 3 milyon metreküp çamur çıktığı tespit edilmiştir.Haliç bugün temizlendi.Ne yazık ki yüzyıllardan beri çıkartılmayı bekleyen ne de altın dolu gemilere rastlanmadı.Ama iddiaya göre bu beklenen define, Beyazıt meydanında bulunan Boğaziçi elektrik a.ş nin altında.Bir habere göre .Beyazıt Polis Merkezi temeli kazılırken, bazı kişilerin definenin bulunduğu bölgeyi tünel kazarak altınların bir bölümünün alındığı iddia edilmişse de fakat resmi kayıtlara geçen bir olaya rastlanamamıştır.
2014 yılında  A haber ve Takvim gazetesinin yaptığı habere göre, geri dönüşüm atölyesinde kazı yapıldı ve haliçte bulunan 50 ton altının bir kısmının eritildiği ihbarı yapılmış, polis şüphelileri yakalayıp mal varlığı hakkında inceleme başlatmıştır.Fakat yapılan araştırmada 50 ton altının bulunamadığı belirtilmiştir.
Istanbul'da pek çok kişi kayıp Bizans altınları nın hakkında şehir efsanesi üretirken pek çok kişi de haliç'te çamur yerine çamurların içinden altın çıktı yönünde ifadeler de bulunmuştur.Hatta kendimin bir yakını bile bu altınları dökülürken gördüğünü fakat vatandaşın kaparken yetişemediği şeklinde ifade etmiştir.
Efsaneler bu yönde olup hala tartışmalar devam etmektedir....

Van Gölü Canavarı

Van gölünde varlığı ve yokluğu tartışma konusu olan ve bugüne kadar birçok gazete ve televizyonlar haber olan efsane, Van gölü canavarı, Van gölü'nde yaşadığı iddia edilen dev bir yaratıktır.
Van'da doktor, asker, futbolcu, köylü ve balıkçıların da bulunduğu çeşitli yaş ve mesleğe sahip yüzlerce Vanlının çeşitli tarihlerde gördüğü, adına isim yarışması açılan heykeli dikilen, eski başbakanlardan Bülent Ecevit tarafından adına Van gölü canavarı ismi ile şiir yazdığı TBMM tarafından Van gölü canavarı araştırma komisyonu kurulan Van denizi'nin simgesi o canavarın
bugüne kadar iddiaları süre gelmiştir.Ülkemizde aynı Norveç'te, İskoçya'da olduğu gibi orada da göllerde yaşayan ejderhaların bulunduğu söylenir.Bizdeki Van gölü canavarı da pek çok kişi tarafından görüldüğü iddia edilmiş, bundan 121 yıl önce Osmanlı da sultan Abdülhamid han döneminde yayınlanan Saadet gazetesinin 29 nisan 1889 da çıkan haberinde Van gölü canavarı haber yapılmıştır.

Haberde canavar, abdest alan bir kişiyi götürdüğü şeklinde yapılmış olup haberde, namaz kılmak için deniz kenarında abdest almaya başlayan bir adamı deniz hayvanlarından yani Van gölü canavarı ayağından yakalanmış, şahıs feryat etmeye başlayınca arkadaşları ateş yakarak kuyruğunu yakmışlar ve hayvan acı içerisinde inleyerek ayağından kaptığı adamla birlikte denize doğru tekrar girmiş ve adamcağızı götürmüştür.
Aslında Van gölü canavarı, yöre halkı tarafından zararsız bir hayvan olarak görülmektedir.Görgü tanıklarının uzunluğunu 10-12 metre ses çıkaran, su püskürten, siyah renk olarak tarif ettiği Van gölü canavarı hakkında hala kesin bir bilgi bulunmamaktadır olup veyahut olmadığı ile ilgili....

New York Şehrinin Kanalizasyondaki Timsahlar

Şehir hastanelerinin belki de en önemlilerinden biridir ninja kaplumbağalar çizgi filmi konularından biri olması bu konuyu iyice popüler hale gelmiştir.
Bu efsanenin ortaya çıkmasını sağlayan olaylar bundan tam 100 yıl önce 1915 yılında kanalizasyon işçisinin
kanalizasyon içinde oldukça büyük bir timsah gördüğünü aniden koşarak kaçtığını söylemesi de polisin bununla ilgili soruşturma yapmasıdır.

Bu olayın üstüne şöyle bir teori kurulmuştur.Evde timsah beslemek için vatandaşların timsah yavruları nı aldı.Fakat daha sonra bıkan kişiler, bu timsah yavrularını klozet attılar.Kanalizasyona giden yavruların orada uygun ortam bulup, büyüyüp orada geliştiği yönündedir.
Doğruluk payı ne ölçüdedir bilinmez ama bu şehir efsanesi o yıllardan beri sıra gelmiş olup, kanalizasyonda aramalar bile yapılmıştır.
Ünlü Amerikan çizgi filmi Ninja Kaplumbağalar bu efsaneye dayatılarak esinlenildi ve çizgi filmde sıklıkça bu konuya değinilmektedir.Çünkü kaplumbağalar kanalizasyonda oluşan zehirli atıklar ve nükleer maddeler sebebiyle mutasyona uğramış, ninja kaplumbağalar şekline dönüşmüş olup aynı şeyin bir benzerinin timsahlara bulaştığı ve timsahların oldukça kanalizasyonda büyüdüğü şeklinde efsaneler dile gelmiştir.

Acaba bu efsane, hayvan hakları ve hayvan bakımı ile alakalı sorumluluğu dile getirmek için kullanıldı bilinmez.Ama mantıken böyle bir şey olabileceğini düşünülmekte olup Ney York kanalizasyonlarında dev timsah bulunamamıştır.